5 Mart 2011 Cumartesi

Hoşgeldin Mart

Hızla geçen kış günlerinin ardından nihayet baharı müjdeleyen Mart ayına geldik.
Artık iş çıkışlarında hava aydınlık oluyor ya, bu bile büyük bir mutluluk oluyor benim için.
Bu bahar için çok güzel projelerim var uygulunacak:

1. Güzel bir bisiklet alıp, arkasına Deniz için bir de koltuk taktırtacağım. Bir de kask lazım tabii, onu da aldık mı bisiklet turlarımız başlayabilir sahilde.
2. Günler daha da uzadı mı, annemle beni karşılamaya gelecekler vapur iskelesine. Ondan sonra ver elini sahil..Koş, oyna, yuvarlan, tırman, dinlenmek için ufak bir çay molası, sonra güneş batışını alarak önüne, eve dönüş...
3. Arabanın arkasına iki büyük bir küçük oturulur şezlong, bir küçük piknik sepeti, birer şişe bira ya da şarap, bir de kitap...yine ver elini sahil...tabii Deniz'in bisiklet, scooter ve topunu unutmamak lazım. Sarı civcivim gözümün önünde özgürce oynarken, sonsuz gökyüzü, deniz ve yavaş yavaş batan güneşi izleyerek yaşadığım her an'a şükretmek, bu duyguyu doya doya içime çekmek...
4. Çarşamba günleri mutlaka BOSPA'ya girmek...
5. Hiç aksatmadan her sabah yarım saat koşmak...

Bahar ve yazın gelmesiyle İzmir'de hayat geceye de sarkar ya, çok seviyorum bu yaşam tarzını. Ben mümkün değil denizi ve sokaklarında gece yarısı insanları olmayan bir yerde yaşayamazdım. Çok alışmışım, başka türlüsü anormal geliyor. Yazın saat 6'da işten çıktıktan sonra kocaaaaa bir gün daha oluyor resmen önünüzde..Yazlığına gidebilirsin, denize girebilirsin, bahçende ya da balkonunda keyifli bir sofra kurabilir, yemekten sonra sahilde yürüyüşe çıkıp dondurma yiyebilirsin. Gece yatmadan önce gökyüzünü boyayan ışıl ışıl yıldızları seyrederebilir, kapının önünde çiğdem çıtlatan komşularınla sohbet edebilirsin. Hatta sabah kalkıp işe gelmeden denize bile girebilirsin. Ve saat 9'da tekrar mesai başında olabilirsin...daha ne diyim :))))

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder