30 Mart 2010 Salı

Giyinme&Soyunma Sendromu

Bir çocuğunuz olunca yerleşik normların işleyemediği öyle çok olayla karşılaşıyorsunuz ki....bu çocuklar adeta sahip olduğumuz tüm yapay kuralları sorgulatmak ve zaman zaman da yıkmak ihtiyacıyla dünyaya geliyorlar, kesin!

Bizim evde bugünlerin yıkılası kuralı günlük ve gecelik düzene göre giyinip soyunmak!
Aynı Can'da olduğu gibi bizde de müthiş bir başkaldırı sözkonusu!
Gündüz pijamalarla gezilip, gece de iki ara bir dere "zorla" giydirilen günlük kıyafetlerle uyunuyor.

İlk önceleri çok yadırgadım, zira aldığım gelenekçi eğitime göre gece yatarken pijama giyilmesi, sabah olunca da pijamanın çıkarılıp günlük kıyafetlerin giyilmesi gerekirdi. El yüz yıkanır, pijamalar katlanıp yatak içine konur, düzgün bir kahvaltı edilir, çanta hazırlanır, temiz ve düzenli bir şekilde güne başlanırdı! Eh böyle bir "düzende" büyümüş bir annenin ileride çocuğuna da aynı düzeni "empoze" etmeye çalışmasından daha doğal ne olabilirdi ki?

Şükürler olsun ki, son günlerde, beyni henüz toplumsal normlarla şartlanmamış, özgür, kuralsız ama MUTLU çocuğum sayesinde, sahip olduğumuz pek çok kuralın ne kadar yapay ve ne kadar anlamsız olduğunu bir kez daha anladım!

Biz yetişkinlere göre bu bir gereklilik mi, evet! Çünkü toplumsal düzenin bir parçasıyız, bu düzene göre hareket etmezsek dışlanır, kabul görmeyiz. Elbette gereğini yerine getireceğiz ama söyler misiniz allah aşkına bir çocuk için pijamayla dolaşmanın ya da günlük kıyafetlerle uyumanın ne önemi olabilir ki?
Onun için önemli olan tek şey, oyun oynamak, SEVİLMEK ve MUTLU OLMAK! Bu kadar sade ve basit!
Pijamayla dolaşması ya da pantonla uyuması onun için hiç problem değil! Bizim içinde olmaması gerekir çünkü bilmeliyiz ki bir kere bu geçici bir dönem, üzerine gidip çocuğu sıkmaya ve mutsuz etmeye değmez, elbet zamanı gelince kendisi isteyecek üzerine değiştirmeyi, ikincisi bırakalım da onlar sayesinde bizlerin de "etraf ne der" takıntıları yıkılsın, yerle bir olsun! Şöyle bir rahatlayalım, derin nefes alıp gerilen karın kaslarımızı serbest bırakalım. "Aaa çocuğunu pijamayla parka getirmiş, ne biçim anne" bakışlarına meydan okuyalım!

Bu aralar yine Neill'e takmış durumdayım, niye bu kadar etkileniyorum, niye bu kadar etkileniyorum diye Nihan'ın başının etini yiyiyordum, sonra anladım ki bu özgürlüğe en çok kendimin ihtiyacı var da ondan!
Ancak kendi özgür olabildiğim ölçüde özgür bir çocuk yetiştirebilirim de ondan! Yine işe kendimden başlamak gerekir de ondan! Ben gerek mantalde(ki en önemlisi bu aslında) gerekse fizikse ne kadar takıntısız ne kadar rahat ne kadar esnek olursam çocuğum ve eşim de ancak ve ancak o kadar rahat, o kadar huzurlu olabilirler de ondan....

Dolayısıyla sınırlarını giderek genişleten bir serbestiyet hareketi başladı bizim evde.
Yılbaşı temalı pijamalarımızla parka gidip, kot pantolon ve süeterimizle uyuyabiliyoruz.
Çatal ve kaşığı çeşitli manevralarla etrafa savurup dökülen yiyecekleri keyifle temizleyebiliyoruz.
Evin içinde montla fakat çorapsız ve ayakkabısız her santimetrekareyi dolaşabiliyoruz.
Iggle Piggle'ı çamaşır makinesinin içine tıkıp banyo yaptırabiliyoruz.
"Pis pis" diye yasakladığımız tuvalet temizleme fırçalarıyla tuvaleti bir güzel temizleyip alkışlıyoruz.
Herkes istediği zaman banyo yapıp, istediği zaman uyuyor!
Yastığa değil yorganın üzerine yatıyoruz!
Zorlama yok, empozisyon yok, yerleşmiş katı kurallar yok!
Sürekli oyun oynamak, gülmek ve mutlu olmak isteyen dünyalar tatlısı bir çocuk var!

Bunu uyguladıkça görüyorum ki gerçekten de çocuk kendi ihtiyaçlarını kendisi gayet isabetli bir şekilde belirleyebiliyor. Senin kıçını yırtıp zorla "yaptıramadığın" bir sürü şeyi, kendi talebiyle yapmaya başlıyor. Sen de şaşıp kalıyorsun nasıl oldu bu diye.
İşte böyle oluyor: aynen Neill'in dediği gibi yeter ki "olmalarına" izin verelim, yeter ki içlerindeki bilgiye ve iyiliğe güvenelim. Çocuklara zorla ve zamanından önce bir şey öğretmeye kalkmayalım, yerleşik tüm inanç ve kuralları ne kadar gerekli ve ne kadar uygulanabilir olduğuna göre sorgulayıp öyle ifade edelim.
Otomatlıktan çıkıp kendimizi özgürleştirebilelim ki MUTLU ve ÖZGÜR çocuklar yetiştirebilelim.

1 yorum:

  1. Tebrikler! Güzel bir Neill felsefesi uygulaması! Bu aralar çocuğuma elimde olmaksızın bağırıp çağıran bir anne olarak yazını okumak bana terapi gibi geldi. Bazı şeyler yapılabiliyormuş demek ki!
    Böyle şeyleri herkes daha çok daha çok yazmalı!!

    YanıtlaSil